Kosovalı Türklerin Aktif STK’lara İhtiyacı Var
Kosova Genç Birlik Derneği “Aktif Sivil Diyalog Projesi” çerçevesinde Prizren’de düzenlediği konferansta Türk Topluluğunda sivil toplum kuruluşların durumu konusunu gündeme getirdi. Kosova Kamu Yönetimi Bakanlığı desteğiyle düzenlenen konferansta konuşmacılar Türk Dünyası Öğrenci Derneği Genel Başkanı Ahmet Sağlam ve Kosova Türkiye Ticaret Odası Genel Sekreteri Esin Muzbeg konuyla ilgili görüşlerini paylaştı.
Konferans selamlama konuşmalarıyla başladı.
Geçirdiği rahatsızlıktan sonra ilk kez kamu önünde konuşma yapan Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, son 20 yılda sivil toplumun rolünün arttığını belirtti.. Kosova’da son 15 yıl içerisinde çok sayıda STK’nın kurulduğuna söyleyen Yağcılar, bu STK’ların toplumsal hayatta aktif katılımının gözlendiğine dikkati çekti. Yağcılar, Kosova Hükümeti’nin de çalışmalarında STK ile danışarak sıkça düşünce istediğini belirtti.
Yağcılar konuşmasının diğerleri arasında şöyle dedi:
“KDTP iktidara ortak olmak çabasını gütmektedir. Bazı hatalar yapabiliriz STK’lar görevi bizleri uyarmaktır. Parti olarak STK’larla önemli konularda danışıyoruz. İleride daha aktif bir sivil toplum faydalı olacaktır.”
Konferansta hazır bulunan T.C. Priştine Büyükelçisi Songül Ozan bu tür organizasyonu düzenleyenleri kutlarken özetle şöyle dedi:
“STK’ların, siyasi partilerin, devlet kuruluşların ve tüm toplumun aktif diyalog içinde olması demokrasi ve ülkenin geleceği için çok önemli. STK’ların toplumun ihtiyaçlarını, duygularını, düşüncelerini yansıtmak ve siyasi mekanizmalara ulaştırmak için en önemli araç. Kosova’nın genç nüfusa sahip olduğunu göz önünde bulundurarak gençlerin STK’lar aracılığıyla isteklerini ve sorunlarını aktarması çok önemli.”
Selamlama konuşmalardan sonra ilk olarak sözü konuşmacılardan Türk Dünyası Parlamenterler Derneği Genel Koordinatörü ve Türk Dünyası Öğrenci Derneği Genel Başkanı Ahmet Sağlam aldı.
Siyasi iletişim ve bilgi konusunda genişçe konuşan Ahmet Sağlam, bu konuda bazı çalışmalardan alıntılar okudu.
İnternetin kontrol edilemeyen özgürlük alanı sağladığını söyleyen Sağlam, bu alanın kötüye kullanılarak kişisel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine de dikkati çekti. İnternetin belli kanunlarla sınırlarının çizilmesi gerektiğini söyleyen Sağlam, Türkiye’de sanal düzenlemelerinde gecikilse de düzene alınmaya başlandığını vurguladı.
İnternetin sanal silah olarak kullanıldığını belirten Sağlam, Facebook ve Twitter gibi sanal cemaatler oluşturularak ülkelerin ahlaki ve kültürel kodlarıyla oynandığını söyledi.
Günümüz basının sermaye güdümünde olduğunu da vurgulayan Sağlam, konuşmasının bir bölümünde Osmanlı İmparatorluğu’nun barışçıl özelliğine dikkati çekerken bu yönde şimdiye kadar öğretimde yanlışlara da işaret etti.
Kosova Türkiye Ticaret Odası Genel Sekreteri Esin Muzbeg konuşmasını iki bölüme ayırdı.
Tarafsız bilgiye ulaşmak, ulaşılan bilgiyi anlamlandırmak ve bilgi kirliliğinden arınmayı başaran gencin demokrasinin gereklerini getiren aktif bir vatandaşa dönüşümü sürecinden bahseden Esin Muzbeg, aktif bir vatandaşın sivil toplumda aktif bir bireye dönüştüğünü belirtti.
Demokrasi tarihçesinden kısaca konuşan Muzbeg, günümüzde güçler ayrılığı yanı sıra aktif bir sivil toplum ve medyanın demokrasi denetim mekanizması olarak önemine işaret etti.
STK kavramına yeni alışmaya başladığımızı söyleyen Muzbeg, Kosova Türklerinin 1990’a kadar devlet kontrolü ve destekli dernekler aracılığıyla kültürel değerlerini korumaya çabalandığını 1990’dan sonra çok partili siyasi sisteme geçilmesiyle çok sayıda yeni dernekler kurulduğunu vurguladı.
Yeni dönemde kurulan derneklerin devlet veya çıkar gruplar desteği ve güdümünde ayakta durduğuna dikkati çeken Esin Muzbeg, ideal olanı STK’ların refleksler doğrultusunda bu desteğin dengeli olması olduğunu belirtti.
Türk Toplumunda kültür ve folklor üzerinde STK’ların daha yoğun gözlendiğine dikkati çeken Muzbeg, toplumsal ve siyasal alanlarda düşünce üreten aktif STK’ların yokluğunun hissedildiğini vurguladı.
Türk Toplumunun kendi içerisine kapandığını ve sesini Kosova geneline duyuramadığına dikkati çeken Muzbeg, bu alanda daha fazla çaba gereğine işaret etti.
STK hareketlenmesinde iki büyük ve başarılı refleksi olarak 2000 yılında sivil kayıtların boykot edilmesi ve 2006 yılında Dil Yasası tartışmalarını gösteren Esin Muzbeg, bundan sonra Türk Toplumunda bir çöküşün yaşandığına dikkati çekti. Son zamanlarda KDTP Gençlik Kollarında bir uyanışın gözlendiğini belirten Muzbeg, siyaset ve sivil toplumun her zaman ortak hareket etmesinin yanlış olduğuna da vurgu yaptı.
Konuşmacılardan sonra konferansa davet edilenler ve katılımcılar da soru sormak veya görüşlerini ifade etme fırsatı buldu.
Günümüzde Kosova’da Türk Toplumu STK’ları maddi imkansızlıklar nedeniyle siyasetin güdümünde olduğunu söyleyen Ferhat Derviş, Türk varlığını ayakta tutmak için STK’ların daha aktif ve bağımsız olması gereğine işaret etti. Derneklere desteklerin daha orantılı olması gerektiğini belirten Derviş, gençlerin sivil toplumda daha aktif rol alması çağrısında bulundu.
Sivil kuruluşların siyasi oluşumlardan ayrı tutulmasını ve sivil kuruluşların doğrudan Kosova kurumlarıyla teması olması gereğine işaret eden Derviş, Türk STK’ların diğer topluluklar STK’larla da daha fazla işbirliğinde bulunması gereğine vurgu yaptı.
Kosovalı Türklerin 2000 ve 2006 yıllarında sivil hareketlerinin kısmen siyasetin güdümünden kurtulmuş ve kısmen başarılı olduğuna işaret eden Raif Kırkul, STK’ların siyasi güdümden arındırılması gereğini ifade etti. Bu tür konferansların yapılmasını selamlayan Kırkul, konunun daha odaklı seçilmesi ve davet edilenlerin de daha isabetli olmasının faydalı olacağını vurguladı.
Tartışmaya katılan Mahir Yağcılar, sivil toplumun daha aktif olmasından ve baskı mekanizmalarının toplumun faydasına olacağını belirtirken bu tür konferanslara ileride de katılmaya hazır olduğunu belirtti.
Sivil toplumun bu etkinliklere gençlerimizi katmasının önemine işaret eden Yağcılar, sivil topluma parti ve devlet kurumların olanaklarından faydalanması yönünde destek olacaklarını ifade etti. Toplumdaki gelişmelerin açık konuşulmasının toplumumuzun geleceği açısından faydalı olacağını belirten Yağcılar, kendi kabuğumuzdan çıkmamız ve baskı unsuru olarak daha isabetli olmamız gerektiğini vurguladı.
Yakın 2 saat süren konferansın tamamlanmasından sonra katılımcılar kokteylde de fikir değiş tokuşunda bulunma fırsatını buldu.